Son yıllarda Avrupa’da çok sağın en çok güçlendiği ülkelerden biri olan Hollanda’da Başbakan Mark Rutte, göçmenlere yönelik yeni kısıtlama yasası üzerinde koalisyon ortakları ile anlaşamayınca ülkeyi erken seçime götürme kararı aldı. Rutte, Hollanda’ya mülteci çocukların girişini sınırlama ve ailelerin bir ortaya gelebilmeleri için en az iki yıl beklemelerini sağlama önerisi için koalisyondan takviye talep ederken, ortaklarından aradığı dayanağı bulamadı. Göç siyasetlerinin beşerler için değerli olduğunu kaydeden başbakan, “Koalisyondaki politik takviye kayboldu” halinde konuştu. Hollanda basınına konuşan koalisyon ortakları ise Rutte’yi eleştirirken, hükümeti düşürme atılımının ivedi ve fevri alınmış bir karar olduğunu söyledi. Çok sağın süratle yükseldiği, artık parlamentoda artık 3 partiyle temsil edildiği ve 150 sandalyeden 28’ine sahip olduğu ülkede, Rutte’nin de yükselen rüzgardan faydalanıp çok sağın oyunun bir kısmını kendine çekmek istediği yorumu yapıldı.
Önceki yıllarda klasik olarak mültecilerin sığınma statüsü almak için birinci yöneldiği ülkelerden biri olan Hollanda, 2010 yılından beri başbakanlık koltuğundan oturan Mark Rutte’nin gittikçe radikalleşen tavrının gölgesi altında. Rutte’nin Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi’nin (VVD) liderliğinde, Hristiyan Demokratlar Birliği (CDA), Demokrat 66 (D66) ve Hristiyan Birlik Partisi’nden (CU) oluşan dört partili koalisyon hükümeti, çarşamba gününden bu yana ülkeye gelen göçmen sayısının nasıl sonlandırılacağına ait görüşmelerden sonuç alamadı. Hükümetin düşmesiyle sonuçlanan son tartışmaları pahalandıran Hollanda basını, kendi parti kongresinde mülteci maddelerini yaz bitmeden sıkılaştıracağı konusunda kelam veren başbakanın kendi kendini güç duruma soktuğu görüşünde. Bununla birlikte bilhassa VVD ve CDA partilerinin erken seçimde yükselen çok sağ oylarından nemalanmak istediği yorumları da yapılıyor.
Hollanda basınına Rutte’nin atağını pahalandıran koalisyon ortakları ise başbakana ağır eleştiriler yöneltti. CDA lideri Wopke Hoekstra hükümeti dağıtma kararını “gereksiz” ve “halka anlatılması hayli zor” olarak nitelendirirken, partinin meclisteki sözcüsü Pieter Heerma, Rutte’nin tavrını “uzlaşmaz ve pervasız” olarak kıymetlendirdi. Meclisteki görüşmelerde CDA ve D66 partilerinin koalisyonu kurtarmak için birkaç farklı teklifle geldiği belirtilirken, Rutte’nin partisi VVD’nin, ne değerine olursa olsun aile birleşimi konusundaki maddelerin sıkılaştırılması konusundaki ısrarı yüzünden sonuç alınamadığı kaydedildi.
Hollanda basınına nazaran partilerinin anlaşamadıkları bahislerden biri de mülteciler ortasında farklı sınıflandırmalar yapılması. Buna nazaran tasarıyla birlikte, cinsel yönelim üzere nedenlerle sığınmacı statüsü kazananlar aile birleşimi hakkından tam yararlanırken, savaş ve önemli vefat tehlikesi nedeniyle ülkesine dönemeyen sığınmacıların aile birleşiminden kısıtlı halde yararlanabildiği ikili bir göçmen siyaseti oluşturulması gündeme geldi.
Cezayir asıllı Nahel Merzouk’un öldürülmesinin akabinde ayrımcılıkla gereğince gayret etmediği tarafında tenkit yağmuruna tutulan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, artık de nefret söylemi ve göçmenlere karşı dezenformasyonlarıyla tanınan çok sağcı Valeurs mecmuasına röportaj verdi. Röportajda Macron’un daha evvel reaksiyon çeken “İslam’ın krizde olduğu” telaffuzunu yinelemesi reaksiyon çekti. Yayınları nedeniyle sık sık tartışılan Valeurs, daha evvel Afrika kökenli bir milletvekilini köle olarak tasvir etmiş, manşetleriyle sık sık Müslümanları maksat almıştı.